Akciğerdeki doku ve hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması sonucu ortaya çıkan kötü huylu tümöral oluşumlara akciğer kanseri adı verilir. Kanser hücreleri öncelikle bulunduğu alanda çoğalarak kitlesel bir yapı oluşturur. İleri evrelerde çevre doku ve organlara yayılım gösterir. Bu nedenle rutin olarak yapılan kontrollerin akciğer kanserinin erken evrede belirlenmesinde hayati önemi bulunmaktadır. Akciğer kanseri erken evrelerde teşhis edilirse tedavi ile başarı şansı oldukça yüksektir.
Akciğer kanseri için en önemli risk faktörleri; başta sigara olmak üzere pipo, puro ve nargile gibi tütün ürünlerinin kullanımıdır. Hava kirliliği, asbest, arsenik, radon gazı ve genetik geçiş diğer nedenler olarak sayılabilir.
Geçmeyen öksürük akciğer kanserinin en sık görülen belirtisidir. Kanlı balgam, göğüs ağrısı, nefes darlığı, hırıltı, ateş, ses kısıklığı, yüz ve boyunda şişme, omuz ve kol ağrısı, sırt ağrısı, yutma güçlüğü, halsizlik, kilo kaybı, kemik ağrıları gibi bulgular da akciğer kanserinin belirtileridir. Akciğer kanseri belirtileri yerleşim yerine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Akciğerin üst bölümlerine yerleşmiş olan kitle, sinirlere bası yaparak kolda ve omuzda ağrıya, ses kısıklığına, göz kapağında düşüklüğe neden olabilir. Bazen hiçbir şikayet olmadan sinsi olarak ilerleyebilir ve farklı bir nedenle çekilen akciğer röntgeni ile tanı konulabilir. Günümüzde akciğer bilgisayarlı tomografisi gibi görüntüleme tekniklerindeki ilerlemeler ile akciğer kanseri artık erken evrede saptanabilmektedir. Akciğer kanseri sık görülen ve ciddi sonuçları olabilen bir kanser türüdür. Teknolojk imkanlar ve tıbbi gelişmeler sayesinde erken tanı ve başarılı tedavi ile yaşam süresi uzatılabilir.